Çıplak gözle görülemeyecek kadar küçük cisimlerin incelenmesini sağlayan alet

Çeşitli merceklerle, 1950 yılında dünyanın ilk mikroskobunu Hollandalı gözlükçü Zacharias Janssen yapmıştı. Fakat Janssein’in mikroskobu, pek basit bir büyüteçten öteye gidemiyor, üstelik gözle görülen cisimleri büyütebiliyordu. Bu da bulanık bir görüntüydü. Gözlükçü Janssen bu buluşunun insan sağlığı üzerinde ne kadar büyük etkisi olacağını anlayamadan ve göremeden hayata gözlerini yumdu. Janssen fani dünyadan elini ayağını çekmişti ama bıraktığı eser, kendisinden sonra gelecek nesillere bir ışık tuttu. Galileo ve Newton gibi ünlü ilim adamları onun bu icadının ışığı altında çalışarak mikroskobu geliştirip, daha kullanılır hale getirdiler. Sonraları Hertel ile Euler de bu alete yeni katkılarda bulundular. 1665 yılında İngiliz bilgini Robert Hooke, ışık ve aynalar yardımı ile mikroskoba bir ışık düzeni koymayı başardı. Böylelikle mikroskop altında incelenecek cisimler daha rahat seçildi ve bu ışık düzenli mikroskoplar sayesinde daha doğru ve daha sıhhatli inceleme yapabilmek mümkün oldu. Tıp, kimya ve fizik alanlarında çalışan bilginler uzun yıllar bu ışık düzenli mikroskoplarla bilim alanındaki incelemelerine devam ettiler. 

İnsanlık, bu mikroskoplar sayesinde birçok gerçeği öğrenmek imkan ve fırsatını buldu. 1903 yılında bu konuda yeni bir devrim meydana geldi. Siedentopf ve Zsigmondy adlarında iki bilgin arkadaş el ele vermek suretiyle cisimleri 2000 defa büyüten bir mikroskop meydana getirdiler. ”Ultra Mikroskop” adı verilen bu mikroskop sayesinde tıp ve kimyada çok mühim keşiflerin yolu açılmış oldu. Cisimleri, özellikle gözle görülemeyecek kadar küçük olanları binlerce defa büyütmek suretiyle insanoğlunun gözleri önüne seren mikroskop sayesinde tıpta, fizikte ve kimyada büyük aşamalar oldu. 1924 yılında, ünlü Fransız bilgini Broglie, cisimleri 300 bin defa büyütebilen bir mikroskop icat etti. Işık sistemi yerine elektron ışınlarını kullanmak suretiyle meydana getirdiği bu mikroskop yardımıyla milimetrenin milyonda biri büyüklüğündeki maddeleri de görmek ve incelemek kabil oldu. Elektron Mikroskop ile o güne kadar mikroskoplarla dahi görülemeyen virüsler de insanın gözleri önünde canlandı. Yüksek voltaj ile sağlanan elektron akımı sayesinde de mikroskoba apayrı ve muazzam bir güç kazandıran ünlü Fransız bilgini Broglie bu büyük buluşu ile 1924 yılının ”Nobel Fizik Armağanı” nı kazandı. 

Esasını Hollandalı gözlükçü Zacharias Janssein’in ortaya koyduğu, daha sonraki devirlerde Newton, Galilei, Hertel, Euler ve Hooke’un geliştirdikleri ve nihayet Broglie’nin en mütekamil şeklini verdiği mikroskop, iki mercek sistemine dayanmaktadır. Bu iki mercek sistemi iki borunun içine, belirli uzaklıklarda yerleştirilmiştir. Ve bu iki boru, birbirinin içinden geçebilecek şekilde yapılmıştır. Böylelikle boruların hareket ettirilmesiyle merceklerin birbirine yaklaşıp uzaklaşmaları sağlanmaktadır. Mikroskopların göze yakın olan mercek sistemine ”Oküler” cismin yakınındaki mercek sistemine ise ”Objektif” adı verilir. Objektifin büyüterek yansıttığı cisimler okülerde daha da büyür ve göze bu şekli ile akseder. Fransız bilgini Broglie tarafından bulunan ”Elektronik Mikroskop”un içinde ayrıca bir ”Elektron tabancası” bulunmaktadır. Bu elektron tabancasından bakılacak cismin üzerine sevk edilen yüksek güçteki elektron akımı cisimleri büyük ölçüde büyütme imkanı vermektedir. 

Cevap: Mikroskop

Diğer Sorular ve Cevaplar

Related posts